Temel bazı etkenlerle iş hayatımızda daha başarılı ve mutlu nasıl olabiliriz?
Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen göstermeliyiz…
Hayatımızın her anında olduğu gibi, mesai saatlerimizde de doğru beslenme önemlidir. Sağlıklı ve dengeli beslendiğimizde konsantrasyon eksikleri yaşamadan işimize daha kolay odaklanabiliriz. Yine bazı hastalıklara karşı daha dirençli olup devamsızlıklardan uzak kalmış oluruz.
Kişisel bakım, hem kendimize hem de çevremizdekilere saygı için önemlidir…
Bireyin kişisel bakımına özen göstermesi, kendisine duyduğu saygı ile de ilgilidir. Kendine saygılı bireyler de iş hayatında daha başarılı olmaya adaydır. Bu yüzden her an, her zaman kişisel bakımımıza özen göstermemiz gerekiyor, kendimize olduğu gibi çevremize karşı da saygı duymalıyız ve temizlik kurallarına, dış görünüşümüze iş hayatımızda çok çok özen göstermeliyiz.
Sosyal doyumla birlikte, hem iş hayatımızda hem de iş dışı hayatımızda mutlu olabiliriz…
İş hayatımız dışında bir de iş dışında hayatımız var; ekonomik koşullarımızın el verdiği kadarıyla iş hayatımız dışında kendimize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza, ailemize, bize iyi gelen motivasyon faktörlerine zaman ayırmamız önemli. Tamamen rutine dönen evden işe, işten eve döngüsü, bireylerde bir müddet sonra psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Bütçemize göre sosyal yaşamla mutlaka iş dışında da bir şeyler yapmalıyız.
Doğru fiziksel aktiviteyi seçerek sporu alışkanlıklarımızdan biri haline getirebiliriz…
Fiziksel aktivite dediğimizde ilk aklımıza gelen; fitness, yürüyüş, yüzme vb olur. Her biri birbirinden faydalı ve güzel aktiviteler; yalnız her birimiz aynı aktiviteyi yapmak zorunda değiliz. Sürekliliği sağlayabilmek adına, bireyin mutlaka kendisine uygun bir aktivite seçmesi önemli. Zaten kısıtlı iş dışı zamanda; zorunluluktan yapılacak her bir aktivite ilk zorlukta pes edilecek bir eyleme dönüşecektir.
Psikolojik etkenler, iş hayatımızda düşündüğümüzden fazla müdahele ediyor olabilir…
Psikoloji, iş hayatımızda bizi en çok etkileyen faktörlerde, ilk sırayı alır. Çevremizde de çok duyarız; “benim psikolojim bu görev ve sorumlulukları kaldırmaz”, “yöneticim psikolojimi bozuyor”, “sanırım bu iş benim psikolojim açısından hiç uygun değil” vb çoğaltabileceğimiz bir çok cümle kuruluyor. Eğer psikolojimizle iş hayatımızı dengede tutmak istiyorsak; bizim de üzerimize düşen, hayatımızda her üstlendiğimiz rolü, doğru şekilde oynamak. Yani, evde iken “eş, anne, baba, kardeş” gibi rollerimiz varsa onları evde bırakmak, iş hayatımızda; “yönetici, satış temsilcisi, insan kaynakları müdürü, pazarlama uzmanı” gibi rollerden birine sahipsek o rolümüzü mesai saatleri sonrasına taşımamak… diye örneklendirebiliriz.
Gülbahar Gürbüz
